Sayfalarım

4/28/2017

Physicist

You want a physicist to speak at your funeral. You want the physicist to talk to your grieving family about the conservation of energy, so they will understand that your energy has not died.
You want the physicist to remind your sobbing mother about the first law of thermodynamics; that no energy gets created in the universe, and none is destroyed. You want your mother to know that all your energy, every vibration, every Btu of heat, every wave of every particle that was her beloved child remains with her in this world.
You want the physicist to tell your weeping father that amid energies of the cosmos, you gave as good as you got. 
And at one point you'd hope that the physicist would step down from the pulpit and walk to your broken hearted spouse there in the pew and tell him that all the photons that ever bounced off your face, all the particles whose paths were interrupted by your smile, by the touch of your hair, hundreds of trillions of particles, have raced off like children, their ways forever changed by you. And as your widow rocks in the arms of a loving family, may the physicist let her know that all the photons that bounced from you were gathered in the particle detectors that are her eyes, that those photons created within her constellations of electromagnetically charged neurons whose energy will go on forever.
And the physicist will remind the congregation of how much of all our energy is given off as heat. There may be a few fanning themselves with their programs as he says it. And he will tell them that the warmth that flowed through you in life is still here, still part of all that we are, even as we who mourn continue the heat of our own lives. 
And you'll want the physicist to explain to those who loved you that they need not have faith; indeed, they should not have faith. Let them know that they can measure, that scientists have measured precisely the conservation of energy and found it accurate, verifiable and consistent across space and time. You can hope your family will examine the evidence and satisfy themselves that the science is sound and that they'll be comforted to know your energy's still around. According to the law of the conservation of energy, not a bit of you is gone; you're just less orderly. Amen.

-Aaron Freeman.

10/19/2014

"Güzel bence"


  1. Jelibonu çekiştire çekiştire yemek,
  2. Buluşmaya saatinde gelen arkadaş,
  3. Kitap okuyacak vaktimin olması, 
  4. Oynadığım oyunu bitirdiğimdeki zafer dansım, 
  5. Başucumdaki suyun her zaman soğuk olması
  6. Favori şarkımda deliler gibi dansetmek,
  7. Görmek istediğim insanlarla yolda karşılaşmak, 
  8. Ders çalışırken deliler gibi odaklanıp 6-7 saat başından kalkmadan konuları tamamlamam,
  9. Geleceğimin, emin olmasam da, iyi olacağına inanmam, 
  10. Sahip olduğum 3-5 tane insanın kocaman bir insan kalabalığından süzülerek gelmiş olması,
  11. Sorunlarımı yardım istemeden önce kendi başıma çözmeye çalışıyor olmam, 
  12. Bir sürü güzel yemek yapabiliyor olmam, 
  13. Film izlerken gözlerimin doluyor olması,
  14. Teyzemin Fransa'dan getirdiği bitter çikolatalar ve içinden biblo çıkan bademli tatlı,
  15. Patates (her türlüsüne bayılırım),
  16. Peluş oyuncaklarım,
  17. Bal-kaymak,
  18. Sevgiliyle film izlemek,
  19. Film izlerken sevgilinin kucağında uyuyakalmak =)
  20. Kapluşum,
  21. Kaplumbağamın adının Kapluş olması,
  22. Süper güzel, yeni uydurduğum kek, 
  23. Yeni göz kalemim, 
  24. Bitirme çalışmasının bitmiş olması,
  25. Mezuniyetim (sonunda!!)
  26. Baykuşlu peluşum,
  27. Kapluşumun iyileşmesi ve tekrar büyümeye başlaması
  28. Yumuşak kazaklarım
  29. Ucundan kıyısından da olsa kendime gelmeye başlamış olmam
  30. Tam rahatladım derken pis gibi hasta olmuş olmam -.-
Güzel bence...

3/14/2014

Test

Bir kaç saat önce Hacettepenin Psikoloji bölümünün hazırladığı bir anket doldurdum. Mail atmışlar birinin projesiymiş. "Neden olmasın?" dedim. Kendimi hiç sorgulamaya niyetim yokken anketin abuk subuk sorularıyla düşünmeye başladım. 

Mutlu muyum? Hayatım istediğim gibi mi gidiyor? Karar vermek benim için neden bu kadar zor? Başkalarını düşünmeden hareket edebiliyor muyum? Ümitsizliğe kapıldığım zaman bu halin geçmesi için bir şeyler yapıyor muyum gerçekten yoksa kendimi mi kandırıyorum? 

Bu sorulara cevap vermektense ders çalışmaya başlayacağım sanırım. 


2/07/2014

Tekrar eden.

Tuhaf bir yer burası. Bir kaos ortamı. Daha önce izlediğim bir filmin içindeymişim gibi hissediyorum.

Boynum bir garip duruyor. Her yerim kan olmuş. Sanırım kırılmış boynum, tam olarak algılayamıyorum ne olduğunu.

Bir grup insan var etrafta. Kiminin bir yerleri sakatlanmış, ayağa kalmaya çalışıyor. Kimisi ölmüş paçavra gibi yerde duruyor.

O kaosun içinde "En Güzel" duruyor. Ama biliyorum ki o "En Güzel" aynı zamanda "En Çirkin". İçimde çok büyük bir tiksinti var, aynı büyüklükte bir aşkla karışıyor. Doğru olanı yapmanın verdiği rahatlıktan eser yok.

Etrafıma bakıyorum. Bedenimden çok uzaktayım. En Güzel'in ayaklarının altında bembeyaz elbiseli bir kız var. Can çekişiyor. Vücudu bir garip duruyor sanırım yükseklerden düşmüş.

Sol tarafta simsiyah bir adam var. Vücuduyla, kıyafetleriyle tam bir komandoya benziyor. Tek gözüne saplanmış uzun bir demir parçası var, onu çıkarmaya çalışıyor.

Etrafıma bakmayı bırakmaktan korkuyorum. Kendimi görmekten korkuyorum. Ama merak ediyorum. Ve bakıyorum: Devasa bir pencerenin yanındayım. Pencere kırılmış. Yerde oturuyor gibiyim ama tam da öyle değil. Boynumun garip duruşunun sebebini görüyorum. Kırık cama saplanmış vücudum. Boynumun bir tarafından giren cam diğer taraftan çıkmış. Gözlerim açık, elimde kırık bir hançer duruyor.

Kalbim göğsümden fırlayacak gibi atıyor.
Ama öldüm aslında.
Nasıl olduğunu biliyorum:
En Güzel'in aşkı ve En Çirkin'in verdiği o tiksinti o kadar büyük ki ölmüş olmam onu hissetmeme engel olamıyor.

Hareketlendi ortalık. Çok fazla dikkat etmediğimi fark ediyorum çünkü yüzlerce insan görüyorum bir anda.

En Çirkin'in kahkahasını duyuyorum!

1/27/2014

Somewhere Over The Rainbow


Don't pay no mind to demons
They fill you with fear

----------------------------------------------------

I've been settling scores
I've been fighting so long
But I've lost your war
And our kingdom is gone

----------------------------------------------------

My soul–it died in Armageddon,
My soul–it died from your love,
You're bringin' these plagues on me,
You brought me to my knees from your love

----------------------------------------------------

Shatter every window til it's all blown away
Every brick, every board, every slamming door blown away

----------------------------------------------------

Hearing you say it, I could die
Trembling star, just reminds me

----------------------------------------------------

Every night, every day
Making plans for your escape
All you love you destroy
Everyone is your toy

----------------------------------------------------

Thunder, lightning, then rain
Imagine you lying here again
Trying to get me out of here
Trying to get me back to you
You were always on the line
I was always in the air

----------------------------------------------------

Every day you used to pray
Listen to the black raven sing
You wanted to believe
As you were falling to your knees
Struggling to stand
With your life in your hand
The sad last stand of a broken man

----------------------------------------------------

Comes the morning with sorrow
Smile with a heart full of tears
Nathalie comes the ones of tomorrow
With the fireflies there

----------------------------------------------------

What if we left every moment that we could spare
and the perfect song will end up being the last song you'll ever hear

----------------------------------------------------

Rest your head now little girl
You’re on your way now
Open your mind up to the sky
And fly away now
You’ve got nothing to prove
You've got no one to hurt you
You got no one to pull you down push you around
Make you frown and cry
You are alone now

----------------------------------------------------

Hickory dickory dock
The mouse ran up the clock
The clock struck one
The mouse ran down
Hickory dickory dock

1/20/2014

Şimdilik

Bazen çok kalabalık oluyorum. Yalnız olduğumu unutuyorum. Sonra bir anda bütün sesler kesiliyor, kalıyorum ortada bomboş.
Son zamanlardaki yeni favorim, yumuşacık çileğim. Her gece sarılıp yatmıyorum belki çocukluğumda yaptığım gibi ama hep kolumun uzanabileceği mesafede tutuyorum, olur da yine boşlukta kalırsam ona tutunurum diye.
Sağlıklı bir birey olduğumu iddia edecek değilim. Kimseye zararım da yok diye düşünüyorum. Kimseye yararım da yok bu aralar. Sadece varım bir yerlerde, bir zamanlarda.

Bu arada "nüans" kelimesini, bildiğim halde, yanlış kullandığımı farkettim. Gözümden iyice düştüm. Bu da benim hayatım şimdilik hadi bakalım.